4 Ağustos 2011 Perşembe

Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin.

Oruç diye bir ibadeti olan dinde, böyle bir dileğin olması ne ilginç degil mi?

Bu, olsa olsa "Allah orucu kaldırsın" şeklinde doğrudan Allah'a yönelik bir dua, temenni olabilir. Ya da bir öneri...

Kitabın yeni baskısının olacağını düşünmek de çok tehlikeli tabi, unutmamak lazım!

Ben de tırsmasam, böyle bir öneride bulunabilirim aslında...

En azından bizim insanımızın bu şekilde terbiye edilemeyeceğine dair birçok referans var. "Aç doymam sanır; tok acıkmam sanır” ve benzeri ne çok atasözü var kimbilir...

Bir çin atası da şu sözü etmiş: "akıllı insan tecrübelerinden ders alır, çok akıllı insan ise başkalarının tecrübelerinden ders alır!"

Bu sözün mefhumu muhalifinden çıkan anlam şudur: Akılsız kendi tecrübesinden de ders almaz.

Ben de o akılsızlardanım:
Ben oruç tuttuğumda, çaresizlikten aç kalanlarla hiç empati kuramadım.

Oruçluyken, ertesi gün kesinlikle oruç tutmayacağım, diye söz verirdim kendi kendime... Ama iftar vakti gelip de karnım doyunca, değil başkasının açlığını, kendi açlığımı bile unuturdum! Ve ertesi gün yine aynı...

Artık tecrübelerimden ders aldığım da sanılmasın: günler çok uzun...