Önce “Amerikalılar aldıkları evin parasını ödeyemiyorlarmış.” diye bir haber geldi, “Bize ne ki bundan?” dedik. Sonra bir gün, “Bu bir ekonomik krize sebep olacak, Avrupa’yı da etkileyecek.” dendi; “Avrupa düşünsün” dedik. Bir sabah ajanslardan “Borsa düştü!” haberi geldi. “Benim Borsa’da senedim yok ki” dedik. Artık bazı Türkler de krizi hissetmişti. Sonra “Dolar fırladı” diye bir haber okuduk. “Varsın yükselsin, ne döviz borcum var, ne de alacağım.” diyenler çoktu, ama çember de günbegün daralıyordu.
Gazeteden okunan haber, sokağa hatta evimize girdi, kiminin işyeri kapandı, kimisi işinden oldu… Şimdi ise, birileri “kriz patladı” derken, diğerleri “Bu fitilin ucundaki ateş, henüz dinamite varmadı.” yorumları yapmaya başladı.
Geliri gideri sabit, bırakın ticaret yapmayı, “kendi yetiştirdiği ürünlerle hayatını idame ettirdiğinden alışveriş dahi yapmayan kişi” bile, kriz bütçesi yaptı artık kendine. Kahvehanede içtiği bir bardak çaydan vazgeçti belki de. Kahveci sattığı, köylü içtiği çaydan oldu yani.
Dün krizden etkilenen üç kişi vardı belki, bugün etkilenmeyen bir kişi yok. Hep beraber girdiğimiz krizden, hep beraber çıkmanın yollarını aramalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder