Reenkarnasyona inanmazdım önceki hayatımda. Avukattım. Metafizikle aramdaki mesafe gitgide artmıştı 40'ıma doğru.
Şimdi mutfakta bir aşçı, sokakta ürkek, yatakta bir malak olarak gönderildim dünyaya.
İnsanlar çok bilinçsiz burada, bir instagram canlı yayını izletmiyorlar attıkları kapler yüzünden, hep donuyor görüntüler. İlk gelişimde de sakız atıyordu böyle tipler yerlere, kuşlar onları tweet sanıyordu ve yumurtaya dönüyordu profil resimleri.
Ekmek almayı bırakmıştık biz. Fırına gidip askıya bırakıyorduk ekmeği. Fakir nüfus bedava ekmeği yiye yiye yok olacak, her yurttaş eşit zengin olacaktı böylece.
Hali vakti yerinde olanlar ise çaya şeker yerine tereyağı karıştıp, kelle paça yiyorlardı beyinlerine benzeyen cevizle.
Burada ise herkes evinde ekmek yapıyor ve yiyor. Reenkarnasyondaki önceki hayatın sonrakinden daha önceki bir çağa denk gelebiliyordur belki de, ne bileyim...
Sakalımızı kendimiz keserdik biz, saçımızı berber. Burada erkekler saçlarını kendisi kesip, sakallarını kendi hallerine bırakıyorlar. Geleceğin mesleği bence berberli̇k burada. Bu işe girersem beni saat 8'de alkışlamaya başlar insanlar kesin, hekimlerden önce.
Piyasalar gündüz açılır, ekonomistler konuşurdu. Şimdi akşam açılıyor, sağlık bakanı konuşuyor. Grafikler hep yüksekliyor.
Suçlular maske takar, kendilerini gizlerlerdi, burada yüzü açık olanlar suçlu.
Arabalara tek başına binenler dünyayı yok edecek diyorlardı, toplu taşıma araçlarına topluca binenler yok oluyor burada.
Her şey çok tuhaf, çok yabancı.
Bizim dönemden kimse yok mu diye çok bakındım..
Birisini tanıdım gibi oldu, daha önceki hayatımda o da vardı sanki.
Dün gece hiç tanımadığım o adama sırf ona benziyor diye usulca sokulup merhaba dedim...
He he diyip hemen iban verdi bana. Galiba gerçekten o.
Bu dünyaya geldiğim anda, yürümez oldum aynı anda. İki artı bir bir handa, uyuyorum gündüz gece..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder